office@goodnews.com
tel.666 777 666

foto1

Muhtarlık

foto1

Ücretsiz Yaşlı Bakımevi

foto1

Ücretsiz Aşevi

foto1

Cami Derneği

foto1

Ücretsiz Çamaşırhane



Muhtarlık

Sakarya mahallesi muhtarı Nusret AYDIN görevi aldığı günden itibaren, mahallesi için bir çok güçlüğe göğüs gererek pek çok projeye imza atmıştır.

Devamını Oku

Aşevi

Aşevi

Devamını Oku

Yaşlı Bakımevi

Yaşlı Bakımevi

Devamını Oku

Cami Derneği

Cami Derneği

Devamını Oku

Ziyaret Sayacı

Bugün 37

Dün 57

Bu Hafta 94

Bu Ay 1149

Tümü 64893



Mescid-i Nebevi’ye giriyorsunuz: Modern bir yapı. Teknolojinin hediyesi müthiş bir ses düzeni… Her tarafta sizi gözetleyen kameralar… Serinleten klimalar… Susuzluğunuza zemzemler… Temiz halılar…

Ama sizin aklınızda az ileride olan bir kabir var. İçinizde Sevr’deki güvercinlerin ürkekliği… Kalbiniz her adımda çoğalarak çarpıyor. Adım attıkça hutbede mescide girişinizi bekleyen Peygamberin size baktığını hissediyorsunuz. Aklınızda bir an önce selam vermek ve dostlarınızın selamını ulaştırmak var. Efendimizin, “Ben selamlarınızı alırım.” sözünün ümidi… 1400 yıl sonra modern bir zaman diliminde inandığınız bütün değerlerin öğretmeni Peygamberinizin önündesiniz. Esselamu aleyke yâ Rasulallah. Ve “O” selamınızı alıyor. Evet, bir metre ötenizde asırlardır ayakta duran, hayat düzeniniz olmuş dipdiri bir dinin lideri, öğreticisi, herkesten çok seviyorum dediğiniz Muhammed (s.a.v) duruyor ve selamınızı alıyor. Asırlardır ümmetini şefkatle karşılamış ve onların selamına karşılık veren bir Sevgili kimi heyecanlandırmaz ki?

   İçimde ilk defa eline hediye tutuşturulmuş çocukların sevinci var. Ben bu duygunun bir tarifi olduğunu sanmıyorum. Sadece zamanda kaybolmak. Hiçleşmek ve hissetmek. Öyle garip ki… Cümlelerimin içimi, hissettiklerimi tam olarak yansıtamadığı bir yolculuk bu. Yudumlamak istediğinin ne olduğuyla ilgili bir duygu…Aslında hepimizin bildiği klişe bir söylem modernize edilemeyecek kadar güzel özetlemiş olayı: “Anlatılmaz, yaşanır.” Nebevi Mescidi’nde peygamberin kıldırdığı bir vakit namazına yetişin. Bilal ezan okurken hayatınızın en uzak noktasına bakarak ölüme ne kadar yaklaştığınızı hissedin. “Buyur, Allah’ım buyur!” deyin. Hamd da sena da senindir ve sadece sanadır.

   Kâbe’yi ilk gördüğümüzde yaptığımız duanın kabul edilebileceği söylenmişti. Kelâm aslında bir söz işidir. Edebiyat ustalığıdır. Ama Allah katında geçerli olan şey ne kadar güzel sözlerle dua ettiğin değil, ne kadar samimi dua ettiğin olsa gerek. Duaların kabul olacağı işaret edilmiş bir yerde olup, o ilk anda edeceğim duaları unutmak ne kötü bir durum olurdu. O yüzden giderken yol boyunca edeceğim duaları unutmamak ve kabul olmaları için dua ettim. O anı ıskalamak istemezdim elbette. Şükür unutturmadı da. Dilekçeyi sunduk. Kabul umudumuz, takdir O’nundur. Hamd ederiz O’ndan gelen her şeye. Ne diyelim…   Peygamberimizden ve kutsal beldelerden, Kâbe’den ayrılırken herkes gibi çok hüzünlüydük. Nasıl olmayalım ki mahzun bir Peygamberin ümmeti değilmiyiz? Efendime şöyle dedim ayrılırken: “Ey Allah’ın Resulü beni unutma sakın. Ahirette buraya geldiğime şahitlik yapacaksın. Ey Allah’ım Peygamber Efendimizin ümmetine layık bir insan olmamı nasip et.”

Âmin.

Namaz Saatleri

Döviz

Hava Durumu

BURSA

Sakarya Mahallesinin Sesi Radyosu